Bir haftadır yaşanan telefon trafiğinden sonra Fransız Sokağında buluşmaya karar verdik. Çato, “Coco Chanel Kadınları” yazımdaki Bennu’nun arkadaşı. Kendisine buradan ayrıca teşekkür ederim.

Bu yazı Çato’ya ithaf edilmiştir…

Arabamızı bir yere bıraktık. Hava güneşliydi ve bahardan kalmaydı. İyiye işaret diye düşündüm. İstiklal ’de yürürken sessizdim ve röportajı düşünüyordum. Bennu her zamanki gibi cıvıl cıvıl şakıyordu. Galatasaray Lisesi’nin önünde Çato’yu gördüğünde hızlı adımlarla ona yöneldi. İçten bir şekilde öptü. Ben geride durmayı tercih ettim. Elimi uzattım ama o beni sarılarak kendisine çekti ve öperek selamladı.1,65 boyunda, bildiğin yakışıklı, bakımlı, siyah ray-ban gözlükleri, çapraz çantası, hardal rengi trikosu ile bana bakıyordu ve düzgün dişleri ile kocaman gülümsedi. Mükemmel bir ses tonu ve aksanı vardı. Bende rahatladım…

Şimdi sizi Çato ‘yla baş başa bırakıyorum:

– Çato ’cum istersen önce seni tanıyalım biraz. Oradan devam ederiz?

Kasım ‘76 doğumluyum. Ailecek İstanbulluyuz. Açık öğretim halkla ilişkiler mezunuyum.  30 yaşından sonra Yunan Konsolosluğunda Yunanca eğitim aldım. Annem ile babam 2001 yılından beri ayrılar. Anneannemler Atina’dan gelmişler. Babamlar Endülüs Araplarından. İkiz kız kardeşim var.10 dakika büyüğüm ondan. Çok iyi anlaşırız. Annemle beraber yaşıyorum. Metin yazarıyım. Film, televizyon ve kitap projelerim var. Kitap için bir yarışmaya katıldım. Finale kaldım. Onun sonuçlarını bekliyorum. Olursa yayınlanacak. Olmazsa kendi imkânımla yayınlayacağım. Daha kaliteli yaşamak için Ayvalık’ta butik otel açmayı düşünüyorum. Akrep burcuyum ve tüm özelliklerini taşıyorum. Karanlık bir tarafım var

– Öncelikle ben sana teşekkür ederim. Bu haftanın konusu bildiğin üzere Gay’ler.

Ben teşekkür ederim. Konuyu biliyorum, evet

– Peki, öncelikle şunu sormak istiyorum. Cinsel tercihini net olarak ilk ne zaman kabul ettin ve ailen biliyor mu?

İlkokuldan beri kabul ettim. Ailem biliyor. Annem, kardeşim biliyor. Babamın bildiğini sanmıyorum. Ama çok da tepki göstereceğini düşünmüyorum. Üzerimde de çok fazla bir emeği yok zaten. Hiçbir zaman ben şuyum ben buyum deme gereği duymadım. Çünkü benim arkadaş seçimlerim olsun yaşayış tarzım olsun. Bir şey saklama gereği duymadım. Açıkçası kimse de bana bir şey sormadı

– Annenle sevgilini tanıştırır mısın?

Adam gibi biri olursa tabii ki niye tanıştır mıyım…

– Gay’ler bildiğim kadarıyla aktif ve pasif olarak 2’ye ayrılıyorlar. Bu konuyu daha detaylı aydınlatırsan hem benim açımdan hem başkaları açısından…

Öncelikle şunu belirtmek isterim ben aktif ya da pasif olarak sınıflandırılmayı kendi adıma söylüyorum sevmiyorum. Çünkü sonuçta ben bir kadın değilim, kız değilim; bir erkeğim. Sağlıklı bir erkeğim. Birlikte olduğum insanın da benimle aynı kafa yapısında olmasını tercih ediyorum açıkçası. Sadece tavır anlamında karşımdakinin feminen olmasını istemem hiçbir şekilde. Öyle olsaydı kızlarla birlikte olurdum zaten. Yani ben dışarda arkadaş gibi olabilmeliyim. Gülüşüp eğlenebilmeliyim, yemeğimi yiyebilmeliyim, kahvemi içebilmeliyim, sinemaya gidebilmeliyim. Ama evde baş başa kaldığımda o benim özelim olmalı. Dolayısıyla tavır olarak da evet gerçekten karşımdakinin erkek gibi olmasını istiyorum. Bu aktiflik pasiflik beni çok ilgilendirmiyor açıkçası. Ama evet böyle bir kavram var. Genellikle pasif olanlar feminen olur. Aktif olanlar daha erkek olur. Aynı kadın ve erkek gibi cinsel birleşme de bu yönde ilerler. Ama bende böyle bir şey yok. Kafa yapısı uyduğu sürece pasif de olabilir ama feminen olmasın. Bana o zevki hissettirmeli tavır anlamında. Yanında güvende ve huzurlu hissedebilmeliyim. Sokağa çıktığımda tepki almadan rahatlıkla konuşabilmeliyim

– Peki, ilk cinsel birlikteliğini ne zaman yaşadın?

12 yaşımda

– Bir erkeği bence 3 şey belirler. Parfümü, ses tonu ve gülüşü… Herkesin bir kırılma noktası vardır yani. Ya sesinden ya da gülüşünden etkilenirsin. Ve o noktada bir tercih yaparsın. Sende bu nasıl oldu? Mesela tecavüze uğrayıp devam edenler örneğin… Sende böyle bir şey oldu mu?

Doğru düşünüyorsun. Evet, bunlar belirler. Katılıyorum sana. Yok, bende tecavüz falan böyle bir şey olmadı. Ben zaten bunu tercih olarak görmüyorum. Cinsel yönelim olarak görüyorum. Ben neden bir erkekle birlikte olmayı tercih edeyim ki yanımda güzel bir bayan varken. Ben de o kadının kıvrımlarını görebiliyorum ve algılayabiliyorum. O yetiye sahibim. Ama ona karşı bir şey hissetmiyorsam bu beyinde biten bir şey bence. Zaten birçok bilim adamı da bunu bu şekilde olduğunu söylüyor. Bende buna inanıyorum açıkçası

– Hiç kadınla birlikte oldun mu?

Oldum evet. Ama onu kırmamak için oldum. Birlikte olduğum insan zaten Türk değildi ve gerçekten benden çok hoşlanan bir kadındı. Ve benden yaşça da büyüktü. Ben 23 yaşındayken o 36 yaşında falandı. Akşam şaraplarımızı içtik güzel yemeğimizi yedik ve birlikte olduk.

– Sabahında mutlaka oturup düşünmüşsündür…

Sabahında ben değil o oturup düşündü (karşılıklı kahkaha attık)
Çünkü beni hala kaybetmeyi istemiyordu. Bende ona tercihimi anlatmaya çalışıyordum. Zaten sonra arkadaş kaldık

– Ayrıldıktan sonra sence arkadaş kalınabilir mi? Yani genel olarak soruyorum…

Valla çok uzun süreli ilişkim olmadı. En uzun 1 yıl sürdü. Onunla da arkadaşım. Zaten o benim tek aşkımdı. Arkadaş kalmak zorundaydık. Onu kaybetmek istemedim hiçbir zaman. O da Gay’ di.

– Evlenmeyi düşünüyor musun?

Hiç düşünmüyorum. Evli olduğum zaman çok uyumlu olmam lazım. 40 yaşından sonra belki olabilirim. Ben çift kişilikliyim. Yani manik depresif gibiyim. Çok evcimen olduğum gibi çok özgür de olmayı seviyorum.1 ay evden hiç çıkmayabilirim. 1 ay hiç girmeye de bilirim. Mesela şu anda her gece başka birinde kaldığım gibi…

– Şu andaki iktidar daha muhafazakâr… Önceden mi kendini daha özgür hissediyordun şimdi mi?

Açıkçası şuanda daha özgür hissediyorum ama bunun iktidarla bir alakası yok. Zaten bu Gezi olaylarından sonra insanlar ne olduklarını daha çok kabul ettiler. İnsanlar artık kişisel haklarına karışılmasın istiyorlar. Türkiye bir mozaik… Herkes birbirine saygı duyduktan sonra açığı, kapalısı, gayi, heteroseksüeli vs.

– Hatta “Direniyoruz Ayol!” diye bir pankart vardı. Değil mi?

Evet evet. Bu da Türk insanın ne kadar espritüel olduğunu gösterir. Çok akıllıyız. İş ki kimse kimsenin özgürlüğüne karışmasın. Neden güzel güzel geçinmek varken neden olaylar olsun. Baştakilerin bunu kavraması lazım!

– Sence bir insan hem muhafazakâr hem demokrat olabilir mi?

Kendine göre bir sınırları varsa… Olabilir tabii neden olmasın. Bende kendime göre hem muhafazakârım hem demokratım. Ne anlamda söyliyim. Her şeye açığım ama kendime göre sınırlarım var. Kendime saygım olduğu için, yanımdaki arkadaşıma da, aileme de sorumluluğum var. Ben arkadaşlarımı iyi seçmeliyim ki aileme bir zarar gelmesin. Evime davet ettiğim insan bana bir zarar vermesin. Bu bir muhafazakârlık o zaman. Evet, belki tipinden çok hoşlanmış olabilirim ama güvenmiyorumdur. O zaman ben onu davet etmem. Demokratlık olarak şöyle düşünüyorum. Kimsenin kimseye karışmaya hakkı yok. Saat 10’dan sonra içki alınıp alınmamasına karışamazsınız. Kürtaja karışmaya hakkı yok. O çocuk bir tecavüz eseri doğduysa kadın onu istemiyorsa tabii ki aldıracak

– Yaşlanınca yalnız kalmaktan korkmuyor musun?

Zaman zaman bunu bende düşünüyorum açıkçası. Ama ekonomik özgürlüğü elinde olan hiç kimse yalnız kalmaz. En kötü gidersin konforlu bir huzur evine oranın starı olur yaşarsın. Evlenebilirsin ama çok hayırsız evlatların da olabilirdi yine sana bakmazlardı

– Hiç platonik âşık olduğun oldu mu? Mesela heterosexuel olup da senin âşık olduğun?

Oldu tabii. Ama çok oldu hangi birini anlatıyım (karşılıklı kahkahalar) Zaten bana daha çok onlar çekici gelir

– Sevgilisinden ayırmaya çalıştığın oldu mu?

Aklımdan geçmedi değil aslında. Kaltağa bak kapmış güzel çocuğu dediğim oldu (kahkaha). Yok, genellikle şöyle bir şey aslında… Sevgilisi olanlarda pek gözüm olmadı açıkçası. Yanlış anlaşılmak istemem. Mesela şöyle bir şey oldu. Çok eskiden Nişantaşı’nda mağazada çalışıyordum. Yan binamda biri vardı. Ara ara karşılaştığımızda merhabalaşıyorduk. Birde Macro market vardı. O markete gittiğinde bende mağazadan kaçıyordum. Devamlı markette tesadüfen karşılaşıyormuş gibi reyonlardan çıkıyordum. Sanırım o da bana karşı boş değildi (kahkahalar). Ama ben bir türlü ilk hamleyi yapamadım.

– Bir yandan da ürkeksin de… ?

Evet, çok ürkeğim. Yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorum.

– Yaptığın en çılgınca şey neydi?

Âşık olup sevdiğim adamın peşinden 4-5 defa Yunanistan’a gitmek oldu ve yabancı dil öğrenmekti

– Neyine âşık oldun?

Bir kere tipi çok çekti. Dediğimiz gibi kokusu, ses tonu mesela… Hiç dil bilmiyordum. O Yunan. İnternette tanışmıştık. Elimde sözlük öyle yazıyordum

– Neden bitti?

Uzaklıktan dolayı yanında başka birinin olmasını istedi. Ekonomik bağımsızlığı yoktu. Askerlik sorunu olduğu için yurtdışına çıkmaya çekiniyordu. Ve hayatında biri oldu…Mesafeler girdi araya… Dediğin gibi teknik olarak aldattı. Ama empati kurunca anlayabiliyorum.

– İnançlı mısın?

Evet, inançlıyım. Camiye gitmem ama çok dua ederim. Yatmadan önce hatta yolda yürürken bile…

– Tercihinden dolayı insanlardan hiç rahatsız oldun mu?

Yani her an yaşıyor gibi hissediyorum. Çünkü doğuştan gelen önsezi ve empati yeteneğim çok gelişmiş. Bir insanın bakarken bile ne düşündüğünü hissedebiliyorum. O insanın gülerken bile gözlerinden neler geçtiğini hissedebiliyorum. Aslında bir yandan da iyi oluyor. Bende ona göre gardımı alıyorum. Hiç umursamıyorum. Görmemezliğe veriyorum.

– Örnek verebilir misin mesela?

İş yerinden en yakın arkadaşımın bile birisine beni tanıştırırken kulağına fısıldayıp bir şey derken cinsel kimliğimi söylediğinin farkındayım mesela. Ya da benimle hiç alakası olmayan iki insanın birisine ziyarete gelirken beni görüp de birbiriyle fısıldaşmasından ben ne dediklerini anlıyorum. Sanki Süpermen’ im de böyle duyabiliyormuşum gibi bir yeteneğim var. Umursamıyorum. Cevap da vermiyorum. Çünkü insanlara en güzel cevabı kendime olan özgüvenimle veriyorum ben. En güzel intikam şeklinin kendini geliştirmek olduğuna inanıyorum

– Baban ile iletişim problemin vardı. Dolayısı ile önünde doğru bir erkek modeli yoktu değil mi?

Evet, kesinlikle yoktu. Zaten benim kendimi ilk keşfetmeye başladığım zamanlarda ilgi duyduğum erkekler hep yaşça benden büyüklerdi. Sonra sonra demek insan herhalde yaşlanmaya başladıkça bu sefer kendinden küçük erkeklere ilgi duymaya başlıyor

– O zaman sende bir “Coco Chanel Erkeği” sin öyle mi?

Kesinlikle öyleyim evet. (kahkahalar)

– Kitabın ne zaman çıkıyor?

2014

– Şu anda geçimini nasıl sağlıyorsun?

Kendime göre çok az birikimim var. Mülk gelirleri var

– Kadınlar ve erkekler nasıl klasman bazında ayrılıyorsa Gay’ lerde ayrılıyor bence

Evet, birinci sınıf olan da var. Çok paçoz olan da var (gülüşmeler)

– Bu zamana kadar kaç tane ilişkin oldu?

12 yaşımdan beri birlikte olduğumu düşünürsek herhalde bir roman yazardım (gülüşmeler)

– AIDS olursam ne olur acaba diye hiç düşündün mü?

Düşünmedim dersen yalan olur

– One night stand’e ( tek gecelik ilişki) nasıl bakıyorsun?

Düzenli bir ilişkin yoksa zaten “one night stand” sindir her zaman

– Hiç yaşadın mı?

Tabii ki!

– Yarım saat sonra unuttuğun oldu mu?

Oldu

– Bazen yoruluyor musun?

Yoruluyorum. Mesela 3 gündür “one night stand” yaşıyorum. 3’ünde de aradığım mutluluğu bulamadım ve yoruldum. Şuan kendimi çok yorgun hissediyorum (gülüşmeler)

– 3-5 ay hayatına kimseyi almadığın. Kendini nadasa bıraktığın oldu mu?

Oldu tabii. Şimdi nadasa bırakmıştım. Açılıyım dedim. Bu 3 gün öncesinde seviştik ve film izledik ve sadece uyuduk. 2. Gün hiçbir şey yapmadık. Dizi izledik ve ayrı yerlerde uyuduk. Dün de seviştik ve ayrı yerlerde uyuduk. Sonra bir telefon geldi. Kız kardeşi kaza geçirmiş. Apar topar evden çıktık ve ben evime geldim. O hastaneye gitti. Böyle olaylı bir gece yaşadık.

– Hangi tarz erkekten hoşlanıyorsun?

Esmer ama her şeyden önce ben renk ve ırk ayrımı yapmıyorum. Çünkü ben bir Yunan ile birlikte oldum. Ve o hayatımın aşkıydı. Çok yakışıklı birisiydi. Beni çeken ses tonudur. Bunun dışında maddi anlamda bağımsızlığını kazanmış olması lazım. Kendine ait bir evi olsa çok iyi olur. Bu benim içinde geçerli aynı şekilde. Cafe’ lerde buluşmak nereye kadar yani. Tahrik olunca nasıl öpüşeceksin. Ayağını sürtmekle olmuyor bu işler (kahkahalar). Sinemaya gidince de olmuyor. Çünkü bir kız bir erkek gibi sarılıp öpüşemeyeceğine göre sinema da fiyasko. O yüzden herkesin kendine ait bir evi olması lazım. Kız ve erkek için de böyle aslında.

– Klasik olacak ama Kenan İmirzalıoğlu mu Kıvanç Tatlıtuğ mu?

Normalde sarışın o kadar sevmiyorum ama Kıvanç’ın son zamanları diyelim. Kenan’ın ilk zamanları Kıvanç’ın son zamanları… Çağatay Ulusoy ikisinin ortası olsun (kahkahalar)

– Grup Sex’e nasıl bakıyorsun? Hiç yaşadın mı?

Yaşadım tabii ki. 3 kişi

– Âşık olduğun Yunan ile kabul eder misin?

Hayır. Onunla kabul edemem. Aşk varsa olmaz. Ben yapmam onun da yapmasını istemem

– Kıskançsın o zaman

Çok

– Herhangi bir Gay Kulübü’ne veya Gökkuşağı gibi bir derneğe üyeliğin var mı?

Yok, sadece Chat tarzı. Yonja gibi mesela. Gökkuşağına üyeliğim yok. Sadece Facebook’ da profilimde bayrağı var.

– Senin kısa veya uzun vadede planın nedir?

Öncelikle kitap, televizyon ve sinema yazarlığında bir kariyer yapmak istiyorum. Cihangir’ e yerleşmek istiyorum. Yazları Ege’de geçirmek istiyorum. Yine Yunanistan’a gidip gelmek istiyorum.

Seni dinlerken romantik, aşkına sahip çıkan, kıskanç ama gözlerinin arkası dolu dolu, sevdiği adama kahvaltı hazırlayabilen birini görüyorum.

Evet, doğru. Hem romantiğim hem de karanlık bir tarafım var. Nasıl desem? Hani sexepallik olur ya. Şu anda öyle görünmüyor olabilirim ama (gülüşmeler). Yani her an her şeye hazırım ve açığım. Şehveti de seviyorum. Geçmiş çağlarda sarayda yaşayıp da değişik maceralara katılan biri gibi hissediyorum kendimi. Ama aristokrat anlamında tutup da halk anlamında değil. “Tehlikeli İlişkiler” filmindeki gibi. Sex ‘den çok zevk alan biriyim. Karşı tarafa da zevk veren biriyim eğer gerçekten istersem. Ama onun haricinde çok güzel kek, börek, pasta da yapabilirim. Anaçlığım vardır.

– Son cümleni alırsak?

Özgüveni olmayan bir insan kendini dışarıya ne kadar kapatırsa kapatsın dönüp dolaşıp gerçek ortaya çıkar

– Teşekkür ederim Çato…

Ben teşekkür ederim. Çok güzeldi. Aklına bir şey gelirse sorabilirsin her zaman.