Düşünsenize Uzun zamandır yoktum biri demiş öldü; şimdide yazsınlar kraliçe geri döndü!” diye bir giriş cümlesiyle yeni yazıya başlıyormuşum! Efendim, biliyorum… Çok pis ortalıklardan kayboldum. O kadar haklı ve ciddi sebeplerim var ki; Tek tek anlatıp da menopozlu teyzelere benzemek istemem. Ama sizlere olan büyük saygımdan ötürü özet geçmek isterim. Kolon bağırsağımın yarısını ameliyatla aldılar. Abimin tutuklu olarak yargılandığı ağır ceza mahkemesindeki dava süresince yaşadığım travma sonucu ciddi şeker hastası oldum, üstüne bir de anksiyetem iyice azdı! Bunlarla uğraşırken yazı yazacak ne dermanım kalıyordu ne de ilham geliyordu. Gün içerisinde psikolojim 4397486745 değişik hallere giriyordu. Fark ederseniz tam bir buçuk yıl sürdü bu durum, son iki aydır kendimi toparlamış bulunuyorum. Yazamamak ne kadar zormuş benim için, onu anladım. Ölmek gibi ama ölmüyorsun, yaşamıyorsun da!

Ben ortalıklarda yokken neler oldu neler? Biraz oradan, biraz buradan, biraz da şuradan bakalım!

  • Seren Serengil gıybetten içeri giren ilk Türk kadını oldu mesela… Kendisine bundan sonra Seren Reis diyeceğiz!
  • Şeyma – Acun evlendi ve tüm ülke elinde çekirdekle bir eski eşi Zeynep’in instagram hesabını, bir onların hesabını takip etti. Über geyikler döndü! Şahsen benim beyin bir ara anafora döndü!
  • 24 Haziran’da ülkece seçime gidiyoruz. Dolar ve Euro elli yıllık karıkoca gibiler… Sabah iniyorlar, akşam çıkıyorlar!
  • İstediğim parfüm mesela ancak yirmi gün sonra geliyor. Neden? Dolardan dolayı! Bizim binanın zilleri bozulduğu için istediğim marka zili alamıyorum çünkü dükkân mal alımını durdurmuş

“-Niyeaaa?” diyorum. “-Dolar yüzünden abla!” Haydaaaa!

  • Dün bizim Devlet Başkanımız (!), Rusya Devlet Başkanını aradı. Konu Bulgaristan’a kadar döşenecek olan doğalgaz hattı… Putin, 20 yıl Türkiye’de yaşamış eski bir KGB ajanı! Trump desen ancak Esat Kıratlıoğlu gibi saçları yana doğru tarasın! Putin, asıl boruyu ona döşeyecek haberi yok! Sonuç, bu sabah dolar aynen düştü!
  • Uzun zamandır ailemden ayrı yaşadığım için feci yemek yapmayı öğrendim. Yalnız 250 gram kıymadan 20 tane köfte çıkarmakla övünürken, akşam gelen misafirlere tamamen ekmek yedirdiğimi fark edince 30 dakika gülebiliyormuşuz onu keşfettim
  • Şeker ameliyatı için piyasadaki tüm doktor ve ne kadar koca karı varsa hepsiyle ayrı macera yaşadım. Sanırım önümüzdeki günlerde şeker ameliyatı olacağım. Ha bu arada gençler sağlık sektöründe dönen dolaplar ayrı bir yazı konusu bak onu da söyleyeyim!
  • İsviçre’ye yerleşip, sıkıntıdan kedi kesmenin nasıl bir duygu olduğunu anlamaya karar verdim. Sonra adamlar sizlerden yani okuyucunun gücünden korktular! “-Vay arkadaş!” dedim. Onlara göre kafam attığımda binlerce okuyucuya yazarsam neler olur? Şimdilik onu da rafa kaldırdık. Zaman ne gösterir bilinmez!
  • 2005 yılından beri kurumsal iletişim sektöründe olan ben, yine aynen yola devam… Ama mesleğimi sorduklarında cevap hep aynı “Yazarım ve kurumsal marka danışmanlığı veren bir şirketim var”
  • Bütün yakışıklılar evlendi. Kenan, Kıvanç, Burak…Bir Ankaralı Turgut kaldı, bir de ben!
  • Caner Erkin, Şükran Ovalı ile evlendi. Asena Atalay, beğenmeyip boşadığı kocanın kıymetini şimdi adliye koridorlarında arıyor. Aradığın kişiye şu anda ulaşılamıyor canım! Ya kapsama alanı dışında ya da Barcelona’da!
  • Hastalıkların üstünden gelmek için okumadığım bitkisel kitap veya makale kalmadı. Aktara girdiğim zaman en az 1 saat ordayım. Artık hangi ot, neye yarıyor biliyorum. Dr. İbrahim Saraçoğlu’na evlenme teklif etmeyi düşünüyorum hatta!
  • Ofise “Napolyon” adlı “British Short Hair” cins kedi almayı düşünüyorum. Binada beslemek yasakmış-mış! İyi de zaten sirk gibi bina… Her türlü hayvan var yani!
  • Büyük konuşmamak gerektiğini çok iyi öğrendim. Çok eskiden zor bela kurtulduğum (ki nefret ettiğim balık burcu kendisi) 5 hafta flört ettiğim bir arkadaş vardı. Kendisi bildiğin obez ve ben şişman erkekleri hiç beğenmem. Ha diyeceksiniz ki, “-Eee ruh hastası ne diye flört ettin?”. Uzun yıllardır görmediğiniz insanın fotoğraflarına asla aldanmayın arkadaşlar. Ne bileyim ben onun öyle pilates topu gibi yuvarlandığını? Ondan sonra da kurtul kurtulabilirsen. Bir gün alışveriş merkezi içinde ben kaçıyorum, o da arkamdan koşuyor. “-Koşma pişik olacaksın” dedim. Hay demez olaydım! Başıma ne geliyorsa şu çenemden geliyor zaten. Al sana şekerim çıktı, piknik tüpü oldum!
  • Vakitsizlik ve tembellikten tüm alışverişlerimi internet üzerinden yapıyorum. Resmen kurt oldum bu konuda… Ha birde Recep İvedik karakterinin Kara Ambarlar Kamyoncular Derneği varsa, benim de Ölümüne Kargocuyuz Derneğim var. Böyle bir dernek yok ha, element uydurdum! Gidip de araştırmayın boşuna:) Ama tüm kargocu arkadaşlarla bildiğin arkadaş olduk
  • Hatırlarsanız önceden Oxford’lu bakkalım vardı. 1 yıldır hayatımda artık Ramo bakkal var. Kendisinin çok ciddi bir ifadesi olduğundan ötürü, gülümsemesi için ona botox ısmarlamayı düşünüyorum
  • Yaşadığım muhit kızıl ötesi değişik. Binada ise bir tek narkotik baskını yok, bir de travesti…
  • Hüso yani babamla alakalı çok sorular alıyorum. Kendisi çok şükür iyi… Bazen beni delirtiyor mu? Tabii ki evet! Yeni eve taşıdım onları. Nakliye sırasında Bulgaristan’a kaçıp, oradan aramayı düşünmedim değil:) Onunla her dakikam macera zaten! Parkinson başlangıcı olduğu için sık sık bunama testine giriyor. Bu yüzden protestosu hep tavan çünkü testlerde acayip sıkılıyor! En son testte yaşadığımız macera şöyle

“- Başbakan kim?”

“- Yıldırım…”

“- Hüseyin Bey, ne Yıldırım?

“- Aziz Yıldırım! Oleoooy Fenerbahçe” şeklinde:)

Geri geliyorum arkadaşlar,

Yol verin…

Şimdilik müsaade,

Sevgiler…